Regresar a la lista
anadolu dağları anadır

anadolu dağları anadır

3.064 0

anadolu dağları anadır

Yana Yana

yazının yüzüne yanan
çoban ateşi hayat
yazgısı ıssızlarda
taş olmuş sabrı
yalnızca bakar görmez
Olimpos’tan atılmış
dilenir köşe bucak
kör bir tanrı

sarı bir çığlıktır uzar
yaşamak
kara yazgı
kül
rüzgâr
düş
sanrı

bacası tütünsüz
taşı göğermez
bekleyiş sonsuz figan
ademden eski yaşı
dededen toruna
kaç ömrü sarar
yağmalar
iflah etmez
omzu umudun
bekleyiş yanırı


uçurumlar zirvesinde
solumak
mücrim yara
kandan kına kara kara
hep zulum saltanatlar
dar dünyanın ta dibinde
yazgısı kanayak halklar
söylesin bilen varsa
bizi kim ayakta tutar
sevdadan başka
bizi kim yıkar

kıyametler birikir her ah
saraylar yerle bir olur
bülbül ahın tutar bir gün
gül dikenden hesap sorar

bulutlar devşirirdi
koca gürgen ormanı halk
akıl almaz tahammül ey
bunda bir aşk var

sökülmüş kapıları
camları kırık
tavanı yıkılmış hayat
yağmurlar çile yağar
ey sevdayı acıya yaşıt kılan gül
kaç cehennem
ve hangi nar
kızarttı kanatarak
şu yar goncası memeni
biz acıdan yoldaşız
öfkemiz kardeş
her gönül
kendi gözyaşlarından akar


bir kadim çileydi
paslı karanlık
zincir sesleri
katledilmiş şarkılar
saçılmış sokaklara
zulum ki
her ömre
kendi çıkmazlarından kilitler vuran
kaç adem görmüş geçirmiş
hala ayakta
böyle kara suskularda
taş altında kurbağalar gibi
yaşamak rezaletti
dişlerini sıka sıka
kara yazgı bırakarak dededen toruna
yaşamak
mezelletti
esaretti
illetti

bu cehennem sultasında
iki acının buluşmasıydı aşk
iki yalnızlığın
sarılıp
ağlaşmasıydı
ıssızlığın ortasında
iki kerpiç evin
dayanmasıydı

iki dalda gül olmaktı
iki yeşil dal olmaktı yaprak yaprak
kesilmekti en körpecik yerinden
kurumaktı ıssızlarda
iki kuru dal olmaktı aşk
yanmaktı
ayrılık ateşinde
yana yana kül olmaktı
kül olup da bir olmaktı aşk
kül olup da savrulmaktı

yurtsuz bir bulut sonsuzda
gidecek yer bulamaz da
sancıdan kıvranır durur
menzili yitik olana
gece kara
gün kara
sonsuzda bir bulutun deli düşü aşk
her akşam kanamakta
her sabah kanamakta
kanaya kanaya bir vatan aramakta

bülbül ahın tutmuş
gül kızıl yanar
bağrımda hançer kesildin ey yar
düğüm düğüm boğazıma tıkanan efkâr
hayat mı ahu zar
ölüm mü firar
ağlasam
bağırsam
ateş kussam öfkeden
beni kim duyar
bu çile harmanında
yana yana aşktan başka
bizi kim ayakta tutar

gül de bir gün
kül kesilir
savrulur
hayat beni sana vurdu
yarana kurban olayım
bilirsin bu zulüm devranlarında
her aşk biraz öksüz doğar
nasıl olsa acı yoldaş kalbime
sen kanama
ben kanayım
yanayım
hicran olayım

çağırdım bir ömür sana
zay oldu yıllar
duymadın
yüreğinden sakatladı
aşk satılan kaldırımlar
ömrüme kırk düğüm oldu
deli yollar deli yollar
aşkım yara vurdum hayata
sarmadın
yağmur damlandım sonsuzda
rüzgarlarda kum zerrendim
savruldum karanlıkta
elsiz kolsuz çarpa çarpa
yandım ey yar
görmedin


Adnan Durmaz 13 ekim 2006

Comentarios 0